The Sandbox kurucu ortağı Sebastien Borget
Türkiye’nin en büyük oyun firmaları, NFT ve medya sanatçıları ile işbirliği anlaşmalarına devam eden The Sandbox geçtiğimiz ay Türkiye pazarına açıldı.
Cointelegraph Türkiye olarak biz The Sandbox’ın bu en yeniuçına ve ülke için planlarına ilişkin merak ettiklerimizi The Sandbox kurucu ortağı Sebastien Borget’e sorduk:
Türkiye piyasasına girmeye neden ve nasıl en yeniuç verdiniz?
Dünya çapında nerede olduğu fark etmeksizin hepsi insanların bir anlama geldiğini hissedebilmelerini istedik. En başından beri ekosistemdeki geliştiriciler, markalar, IP’ler ve oyuncular için konumel piyaszamanı büyütmeyi ve bir topluluk oluşturmzamanı amaçlıyorduk. Dünyanın dört bir yanındaki Kore, Japonya ve Latin Amerika gibi bölgelerin değer ve kültürlerini topladık ve gelişmeleri Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya da genişletmek istedik. Peki neden Türkiye diye sorarsanız, bu ülkenin kültür, sanat, müzik, drama ve medya gibi alanları ileri bir seviyede bulunuyor, buna ek nüfus yaklaşıksı da genç olmasının yanı sıra oldukça dinamik. Türkiye’nin, ilgili olduğum Gaming alanında ileri bir seviyede olduğu, özellikle de Video Game alanında büyük ve bir anda bir piyasaya sahip olduğu göz önüne edildiğında ülkenizin yeni gelişmelere gayet uygun olduğunu düşünüyorum.
Peki, Türkiye piyasasına yönelik hedef ve planlarınız nelerdir?
Öncelikle çok szamanıda hedef ve planımızın olduğunu söylemeliyim. İlk olarak sanatçı ve içerik oluşturucularla birlikte aktif bir ekosistem geliştirmek istiyoruz. Önde gelen medya grupları, henüz ismini veremediğim ama yakın zamanda duyuracağımız sanatçılar, influencerlar ve müzik şirketleri gibi Türkiye kültürünü temsil eden bazı markalarla işbirliği kurmzamanı planlıyoruz. Türkiye kültürünün köklü bir geçmişi olduğuna ve dünyadaki diğer kültürleri de şekillendireceğine inanıyorum. Bunu, daha büyük bir çevreye yaymzamanı ve diğer insanların da yeni ve yaratıcı bir şeyler oluşturmak için kullanmasını istiyoruz. The Sanbox olarak Türkiye’yi daha özel kılmak için söz meselesu marka ve ortaklara katkıda bulunmzamanı istiyoruz.
Türkiye’de şimdiye görecek şekilde herhangi bir oyun markası, sanatçı, şarkıcı vb. ile ortaklık imzaladınız mı?
Burada insanların bizi ilgiyle karşıladığını söylemek istiyorum, gerçekleştirdiğimiz toplantılardan ve görüşmelerden devamında bu ilginin artmasını istiyoruz. Kurduğumuz işbirliğini ilerleyen süreçlerde duyurmzamanı planlıyoruz ve bunu uyguladığımız zaman, Türkiye’deki katılımcı szamanımızın giderek artacağını düşünüyoruz. Ayrıca Türkiye’nin oyuncu açısından ilk sıralarda bulunduğunu belirtmekte fayda var, ve bu oyuncu piyasasını devam ettirmeye ve büyütmeye niyetliyiz.
Yakın zamanda kripto gündemini sarsan Terra LUNA çöküşüne bir Metaverse projesi olarak nasıl bakıyorsunuz?
The Sandbox (SAND), bir utility token, bir stablecoin değil. Yani fiyatı herhangi bir varlık tarafından desteklenmiyor ve arkasında herhangi bir protokol bulunmuyor. Kripto piyasasına izlendiğiğı zaman, özellikle de en yeni birkaç aydan bahsediyorum, hepsi piyasaya ciddi bir oynaklığın hakim olduğu görülüyor. Kripto’nun da değer olarak bir azalma döneminde olduğu aşikar. Sandbox her ne görecek şekilde CoinMarketCap’teki ilk 35 kripto para birimi arasında konum alsa da, Bitcoin (BTC) ve Ethereum (ETH) gibi büyük kripto paraların hareketlerinden etkileniyor. Yani hepsi kripto piyasasının düşmesi durumunda, SAND için de bu durum kaçınılmaz olacak.
Bu alandaki yatırımlarınızdan biraz bahseder misiniz?
Açıkçası kripto para birimlerinden ziyade NFT alanına yönelik yatırımlar yapıyorum, NFT topluyorum yani. Sandbox pazarkonumi’ndeki içerik oluşturucularının eserlerini ciddi anlamda seviyorum. Bunlara Snoop Dogg Avatar’ları Doggi’leri örnek verebilirim. Ayrıca gün geçtikçe daha büyük koleksiyonlar oluşturmaya yönelik çalışmalarımız da devam ediyor.